İşyerinde Çıkarılan Dedikodu
Dedikodu denilen şey dil, ırk, cinsiyet ayrımında bulunmaz. Her oluşan toplumda ve her yapılan zümrede doğal olarak oluşan bir hadisedir aslında. Sorulduğunda herkes genellikle “ben dedikodudan nefret ederim , hiç hoşlanam ” der. Ama işin gerçeğine baktığımızda genelimiz bu söylenen ilkeye pekte sadık değiliz.
Her yapılan sektörde stresli koşullar, çekişmeli pozisyon savaşları ve uyuşmayan karakterler muhakkak vardır veya olmuştur. Tam tersi olan kafa yapısı olarak iyi anlaşılan sıkı fıkı arkadaşlar ve bu arkadaş guruplar da vardır. Hele şu mantık oldukça yayılmış haldedir “benim sevmediğimi sevmeyen, benim sevdiğimdir” mantığı .En yayılmış şekilde olan bu senaryo ise, sevilmeyen patrona karşı sinsi sinsi alttan alttan gıybet yani dedikodu yapan, her bulunan fırsatta kendi aralarında patrona veya müdüre karşı duyulan nefreti dile getirip birbirlerine istifa tohumları fırlatan kişilerdir.
Söylemeliyim ki , bu tarz tip manzaraların ve oluşan dedikodu ortamlarının işyerlerinde , arkadaş ortamında bile oluşabilmesi için çalışan sayısının en az 2-3 kişi çalışanın olması bile yeterli olmaktadır. Bu etkeni düşünürsek , daha çok kalabalık ofislerde veya işyerlerinde dedikodunun, gıybetin yer almaması mümkün mü ? Tavsiye vericek olursam eğer önerim şu ki, zihninizden geçen düşüncelerin aynısını dile getirip sizinle paylaşıyor olsalar bile, çalıştığınız iş ortamında kulis yapan kişilerle çok fazla yalnız kalıp muhabbet etmemeye özen göstermelisiniz. İster isteyerek ister istemeyerek kulak misafiri olduğunuz veya direkt dahil edilmek istendiğiniz kişisel dedikodu ve görüşlere özgün cümleleriniz ve fikirlerinizle eşlik etmekten imtina edin. Biliyorum, bazen çok fazla dolduğunuz anlar ve paylaşma arzunuzun tavan yaptığı durumlar meydana gelebiliyor. Ancak, ofiste kalıcı olabilmek ve şimşekleri üzerine çekmeden uslu uslu yıllanabilmek sanıldığı kadar kolay değildir. Tüm bu tuzaklardan akıllıca sıyrılabilen, öfke ve taşkınlık arzusunu dizginleyebilen çalışanların uzun yıllar sarsılmadan pozisyonlarını koruyabildikleri ve terfi edebildikleri değişmez bir gerçektir. Yıllarca bu tip iç savaşlar vermiş ve tüm dedikodu çemberlerini delip geçmiş pek çok tanıdığım var ki, bu kişiler yeri geldiğinde uzmanlardan psikolojik destek dahi aldılar.
Sizlere ilk olarak sabır, sonrasında selamet olmasını diliyorum. Eğer bu önerimi başarabilirseniz, ofiste yapacağınız bu tarafsız ve gıybetsiz yaşam tarzını yaşantınızın tüm alanına yayın derim. Böylelikle daha çok mutlu ve daha çok sevilen bir karakter olacağınıza adım gibi eminim.